Bir Eş Olarak Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Karşılaştığı Problemler ve Çözüm Yolları

Müslüman toplumların ve insanlığın en önemli müşkillerinin başında ailede eşler ebeveynlerle çocukları arasında yaşanan tartışmalar problemler gelmektedir. Bu problemlerin çözümü için araştırmalar yapılmakta çözüm yolları aranmakta, fakat ailelerde çözülmenin önüne geçilememekte; her geçen gün boşanma oranları artmaktadır. Resûlullah (s.a.s.) bir peygamber olmasının yanında Allah’ın kuludur insandır. Hz. Peygamber'in hâne-i saâdetleri içinde gerek kendisi ile eşleri gerekse de eşlerinin kendileri yaşandığı görülmektedir. İnsanoğlunun fıtratı değişmediğinden Peygamber’in bu problemlere karşı tutumları yolları, günümüz aile problemlerinin önemlidir. Resûlullah’ın karşılıştığı problem tartışmalara çağının çok üstünde tepkiler verdiği modern araştırmacı bilim adamlarının ancak günümüzde ortaya koyabildikleri şekilde eşlerine yaklaştığı problemleri çözdüğü Allah Resûlü’nün gönderiliş amacı Allah'ın dinini insanlara ulaştırmaktır. Bundan dolayı o yeri geldiğinde özel hayatının mahrem meseleleri alakalı emirlere mazhar olmuştur. dünyada ahirette mutlu olabilmesi, mükemmel örneği tanımakla olabilir. da fert olarak onun şahsiyetinin öğrenilmesi gerçekleşebilir. Ailede değer çatışması, hayata bakış, kişilik öncelik farklılıkları, sorunların temelini teşkil etmektedir. Bununla beraber özellikle evlendikten sonra kişilikte meydana gelen değişiklikler, birbirine sevgiyi, saygıyı kaybetmek kıskançlık evliliğe zarar veren durumlar karşımıza çıkar. Evliliklerin birçoğu iletişimsizlik yüzünden sona ermektedir. Eşine soğuk davranarak, ona tavır alarak sorunları çözmeye çalışan birçok insan bulunmaktadır. Eğer erkek Peygamber örneğinde olduğu gibi kadınla evliyse karşılaştığı başlıca bundan huzursuzluklardır. Bir sevinçli anların mutsuz anlar zamanlar olur. Aile fertlerinin birbirleri çekişmesi, aralarında anlaşmazlıkların çıkması son derece tabii olup ailesi uzak değildir. Resûlü'nün eşleri, sıradan insanlar olmayıp ya kavmi içerisinde soyu, zekâsı güzelliği ön planda İslâm’a girişleri hizmetleri adım önde olan kadınlardır. Sünnetullâh gereği aynı kutuplar birbirini iterken zıt ise çeker. Onların hepsi belli kıratta olduklarından itme kuvvetinin oluşması doğaldır. hane-i saâdetlerini okul düşünmek gerekmektedir. O haneye giren validelerimizin girdikleri andaki durumları vefat ederken ulaştıkları Ailenin bireyleri fikir ayrılıkları çatışmaların olması, ilişkilerdeki dengenin bozulması dayanışmanın zayıflaması görülen olaylardandır. eşleriyle -örneği az olsa- yaşayabilmekteydi. Fakat tartışmalarda kesinlikle şiddete mahal vermediği sabırla karşılıklı konuşarak çalıştığı, bazen yakın çevresinden veya akrabalarından yardım istediği Âişe (r.anhâ) Hatice dışındaki olanıdır. Kendisi bunu bilmekte diğer iddiasını dillendirmekteydi. (s.a.s.), Ümmü Seleme evlenince güzelliğinden bahsetmişlerdi. övgüleri duyan kendisine yeni rakipten ötürü üzülmüştü. Zeyneb'in saâdet'e atması adeta dengeler değişmiş sert rekabet başlamıştı. Âişe'nin faziletleri övündüğü Zeyneb övünmeye Ezvâc-ı tâhirât Âişe’nin ayrı olduğu, fırsatta onu sevdiğini söylemesinden anlaşılmaktaydı ki dillendirmekten çekinmiyordu. sefere çıkacağı zaman eşitliği gözetir onların kine hasede sebep olmasın diye kura çekerdi. Kura dışında başka hanımına çıktığında yüzündeki memnuniyetsizlik hissedilirdi. hem arasına sonradan dâhil olması Yahudi kökenli hasebiyle garip kaldığını hissettiği eşi Safiyye’yi vesile koruyup kollamaya çalışıyordu. Mariye, cariye olmasına rağmen Resûlü’ne oğlu İbrahim'i doğurduktan ezvâc-ı kıskanılan kadınlardan olmuştu. Şüphesiz kıskanan idi. yanındaki kıymetine çocukla kıymetini taçlandıramamıştı.